Yaşlanma, tüm dünya ülkeleri açısından önemi her geçen gün artan evrensel bir gerçeklik olup doğum ile başlayan bir süreçtir. Günümüzde 65 yaş ve üzeri yaşlılık dönemi olarak kabul görmektedir.
Doğal ve durdurulamayan yaşlılık sürecinin nedenlerini ortaya koyabilmek uzun yıllardır çalışılmasına rağmen konu günümüzde tam olarak açıklığa kavuşmuş değildir. Tüm dünyada kabul gören gerçek, beklenen yaşam süresinin sürekli artmakta oluşudur. İnsanoğlu tarih öncesi çağlardan bugüne değin yaşlanmayı yavaşlatmanın ve yaşam süresini uzatmanın hatta ölümsüzlüğün yolarını aramıştır.
Bu arada dünyamız da yaşlanmaktadır. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde yaşam süresinin artıyor olması, gelecekte bu ülkelerde yaşlılık sorunlarının artarak süreceğinin göstergesidir.
Türkiye İstatistik Kurumu(TUİK) verilerine göre ülkemiz nüfusunun yaklaşık % 9’unu 65 yaş ve üzeri bireyler oluşturmaktadır. Buna göre ülkemizde her yıl yaklaşık 400 bin kişi 65 yaşını geçerek yaşlılık sürecine katılmaktadır.
Dinamik ve üretken olabilmek, yaşamdan zevk alarak sosyal hayatta aktif rol oynayabilmek, bedensel ve ruhsal olarak iyilik halini mümkün olduğunca uzun bir süre devam ettirebilmek için “BAŞARILI YAŞLANMA” süreçlerinin bir kamu politikası olarak günlük yaşamda uygulamaya geçirilmesi gerekmektedir. Böylece yaşlılığın yalnızca tüketime katkıda bulunan bir dönem değil üretime de aktif katılım yapılabilen bir dönem olabileceği de ortaya konulmuş olur.
Toplumda ve aile içinde yaşanan tıbbi, hukuki, sorunlar ile halen çözüme kavuşturulamamış gerçekler göz önüne alındığında yaşlılık dönemine ve sorunlarına dikkat çekebilmek adına vakfımız yayın, tarama, kongre, sempozlarla kamu hizmetlerini 20 yıldır sürdürmektedir.
Etiketler
Henüz bu firma için bir yorum yazılmamış.